3 Ocak 2011 Pazartesi

Düşünmemek...

Zor oldu ama bu Aralık ayı boyunca bilincimi böldüm. Düşünmem gerekenler ile düşünmemem gereken şeyleri ayırdım 2'ye. Bunu yapabilmem için bir engel ya da bir katalizör gerekliydi. Ve ne gariptir ki hayatım boyunca yapmaktan zevk aldığım, çoğu insanın sadece eğlencesine eğlence katan şey, benim bu geri dönme operasyonumda altın vuruşu yapıp sağlığımı, psikolojimi, düşüncelerimi, kafamı toparlamamda yardımcı oldu. Oyunlar! Yo hayır, oyun atmosfer ya da hikayelerine kapıldım, çok etkilendim; düzeldim, gibi bir durum olmadı. Sadece beni meşgul ettiler bu süreç boyunca. E madem ben oyunlarla meşguldüm, nasıl kendimi toparlayabildim peki? Cevap çok basit, düşünmedim. Düşünmemem gerekliymiş. Günün birinde oturup "hmm şunları şunları düşünmeyeyim, sadece bunları düşüneyim" demedim. Kendimi sadece ve sadece meşgul tuttum kafa olarak. Gerisi otomatik olarak geldi, farkında olmadan.

Geçen yıl farkında olmadan o kadar çok şeyi kafama takmışım ki, şuan şu saniye kafam gevşemiş durumda. Yeni şeyler için o kadar yer var ki, bazen "bu kafa çok boş kaldı, doldurmalıyım." dediğim günler de oldu. 2010 yılı içerisinde tanıdığım insanların bazı özelliklerini absorbe edip kendime uyarladım. Tabi bu kendi isteğimle değil zorla oldu. Zorla karakterimi değiştirmeye zorladı insanlar. Yaptıklarıyla, söyledikleriyle... Bünye karşı çıktı, "sen böyle değilsin" dedi, çöktü, tökezledi, sapıttı, saçmaladı.

Bencillik, delilik, piçlik, salaklık, salağa yatma, götünden anlama, sikinde olmama, umursamazlık, değer kavramı vs. vs... Bu gibi özellikleri çektim aldım onlardan. İnanıyorum ki bende onlara başka özellikler katmışımdır. Bazılarında o işareti görebildim. Bazılarında göremedim.

Onlardan çaldığım özellikleri, dozunda, kararında tuttum elimde, bünyeme soktum zorla, "değişeceksin!" dedim kendime. Değiştim ama dozu tuttarana kadar bir baktım, koskoca 1 yıl geçmiş.

Aralık ayında oyunlara yoğunlaştım, nerd'ün babası oldum. Bünye, meşgul kaldı. Değiştirmeye çalıştığım özelliklerin hepsini, bünye, zorlanmadan kabul etti. Farkında olmadan sessizce çaktırmadan. En sonunda dozu ve kararını tutturduğum da, artık yeni bir kişilik çıkmıştı ortaya onun adı da CAN'dı.

Artık aynaya bakıp, önce ufak bir kahkaha ardından* işte ben buyum diyebiliyorum. Artık kendimi tanıyabiliyorum. Artık neleri düşüneceğimi, neleri düşünmemem gerektiğini çok iyi biliyorum.

*: Yeni saçlarımı çok seviyorum ama bir türlü alışamadım. O yüzden ne zaman kendimi görsem, "bu ne len" diye gülüyorum kahkaha atarak.
Devamını okuyun